2 Mayıs 2017 Salı

Mavi ve Yeşilin Aşkını Likya Yolunda Gördüm.

Likya yolu ( Lycian Way) 1. Etap (Kayaköy-Ölüdeniz)
Likyalılar Pers istilası ile zor bir dönem geçirmiş, hatta dillerini konuşması engellenmiştir. Ama M.Ö. 167 yılında Romadan özgürlüklerini almış; Xanthos'u Başkentleri yaparak Işık Ülkelerini kurmuşlardır. Ticareti seven, özgürlüklerine düşkün bu halkın 6 büyük kentinin isimleri Xanthos, Patara, Pınara, Olympos, Myra ve Tlos dur.
  http://3dpanoramik.com/panoramik/127/xanthos_antik_kenti.html
Işık; Aydınlanmanın, Özgür olmanın simgesidir. İşte Işık ülkesinde attığınız her adımda; aydınlığı, yüzünüze vuran güneşi hisseder ve müthiş bir ruhsal terapiye geçersiniz.

Bu Işık ülkesinde çıkan salgın hastalıklar ve depremlere, Abbasi istilası eklenmiş, Sonra Bizansların eline geçen ülkeye Türkmenlerin gelişi 1155 yılına rast gelmektedir. 1204 yılından bu yana Türklerin elinde bulunan bu mücevher ülkenin güzelliği halen devam etmektedir.
Likyalıların ticaret ve hac yolu olarak kullandıkları Likya yolu Amatör tarihçi Kate Clow tarafından 1999 yılında ortaya çıkarıldı. Tüm dünyanın en değerli yürüyüş yolları arasında ilk on da gösterilen Likya yolu 500km den fazladır. Tüm yolu yürümek 22 gün ile 30 gün arası sürmektedir.

Türkiyenin trekking yürüyüşlerinde bir numaralı en uzun ve en ünlü parkuru Likya yoludur. Birçok turist ile karşılaşmanızın sebebi bu Işık ülkesinin gizemli mavi ve yeşilin aşkını izlemek istemeleridir. Yaklaşık her yıl 30bin kişi bu yolda yürümektedir. Türkiyenin tüm doğa sporları ve trekking kulüp ve dernekleri buraya geziler düzenlemektedirler.

Yaklaşık 2300 yıllık olan bu patika yoluna bu aşk neden??? 




İşte Sebebini öğrenmek için yola düştüğüm bu Likya yolu macerası yüzünden Deretepe dağcılık ve dağ sporları kulübü ( www.deretepe.com )ile tanıştım. Faaliyetlerinin 1 mayısı içine alan 3 günü kapsaması beni büyük bir hızla bu yürüyüşe itti. Ankara dan yola çıkılarak birazdan rotalarını vereceğim Likya yolu maceram 29 Nisan 30 Nisan ve 1 Mayısı içine alan üç günlük bir gezi şeklinde gerçekleşti.

İlk rotamızı Kayaköy- Ölüdeniz olarak belirleyen deneyimli dağcılar Cemil TALU ve Murat ÇAĞLAYAN, yaklaşık 2009 yılından buyana  kurdukları bu kulüb de doğa etkinlikleri düzenliyorlar. 
Kayaköy- Ölüdeniz 12 km 

Kayaköy harika bir 3 dereceden kentsel ve arkeolojik sit alanı. tarihi 5000 yıl öncesine kadar gidiyor. Burdan başlamamızın sebebi birazdan göreceğimiz manzara sanırım.

Sol resimde Can İpek, Ben ve Heykel şeklinde duran hocamız 
Murat  Çağlayan. Sağ resimde ise Cemil TALU Hocamız.


Burasının eski bir kent olması sokakların darlığı bizi çok etkiledi. Nereden çıkacağımızı karıştırdık açıkçası. sonradan taşların veya duvarların üzerinde gördüğümüz kırmızı boyalı işaretler rehberliğinde ilerlemeye başladık. Garmin GPS el telsizi de biraz yardımcı oldu. :))

Yaklaşık 3 km sonra Mavi ve Yeşili sevişirken yakaladık. İnanılmaz bir doğa olayı ile karşı karşıyaydık. Burası bence Türkiyenin en değerli yerlerinden biri. 
Sağ yanımız eşsiz bir manzara, sol yanımız orman şeklinde, ilerlerken her adım bizim için heyecanla atılan bir ilerlemeye dönüştü. Kimi yerde keçiboyunuzu ağacından meyve yerken. Kimi yerde Kaplumbağalar, arılar ve keçiler bizlere eşlik ediyordu. 
Grup üye sayısı 32 Kişi olarak Ölüdenize yürüyüşümüz o kadar hızlı geçtiki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık.


12km yürüyüş sonunda Ölüdenize ulaştık.
Artık biraz dinlenerek. Kelebek vadisi için tekneye binebiliriz. Siz ne dersiniz?
Kelebek vadisi maceralarımı diğer blogumda yazmaya devam edeceğim.